Düş Nesneleri

3. İstanbul Tasarım Bienali, ALT
2016
İş Kapsamı:
Araştırma, Yerleştirme Tasarımı ve Grafik Tasarım
İşveren:
IKSV
Alan:
40 m2
Proje Detayı
Hiç var olmamış şeyleri düşler ve sorarım; neden olmasın?
George Bernard Shaw, Bölüm Bir, Sahne Bir, Ölümsüzlüğün Sırrı: Methuselah’a Dönüş
Anatomik olarak yaklaşık 100.000 yıl önceki atalarımızdan çok da büyük farkımız olmasa da geçen kısa sürede hem kendimizi hem de çevremizi yeniden tasarlayarak o kadar değiştirdik ki artık ilk insanlardan tamamen farklı bir tür gibiyiz. İnsana göre kökeni yer yer 500 milyon yıl öncesine dayanan diğer birçok canlı türü pek de büyük bir değişim göstermezken bizim nasıl bu kadar hızlı dönüştüğümüzü organik evrimde görülmeyen bir özellik sayesinde açıklayabiliriz: düşüncelerimizi beynimizin dışında da var edebiliyoruz. Tüm canlılar küçük bazı bilgileri birbirlerine aktarabiliyorlar, ama sadece insan bu kadar karmaşık bilgi yığınını kendi bedeni ve yaşam süresi dışında da sürdürebiliyor. Yarattığı objeler, geliştirdiği diller ve semboller sayesinde bilgiyi hem kendi çevresine hem de bir sonraki nesillere aktarabiliyor. Tüm bu gelişimin başlangıcında ise göründüğünden daha karmaşık bir tasarım nesnesi var: Aşölyen el baltası. Bu nesne erken insan atalarımız tarafından yaklaşık 1,5 milyon yıl boyunca çok da değişime uğramadan kullanıldı. El baltası türümüzün en uzun süre ile kullandığı alet olmasının yanı sıra, bir düşünceyi ilk defa dışarı aktarmasının, yani tasarımın da bir ürünü: yapan kişi en doğru taşı seçiyor, beyninde bir form kurguluyor, ve taşa vurarak bu kurguladığı düşünceyi fiziksel bir nesneye dönüştürüyor. Aşölyen el baltasının henüz cevaplanmamış bir yanı daha var. Simetrik olması ve kenarlarındaki detaylara özen gösterilmesi bunların tek işlevinin kesmek olmadığını konusunda bazı soruları da beraberinde getiriyor, çünkü bu detaylar işlevine çok az katkıda bulunuyor, hatta kimisinin hiç kullanılmamış olması belki de bu baltaların aynı zamanda yaratıcısının maharetini gösteren birer güzellik nesnesi olduğuna işaret ediyor.

Bu küçük taş parçaları ile başlayan ilk tasarımları zamanla mükemmelleşiyoruz, nesneler küçülüyor, birden fazla objeyi bir araya getirerek yeni aletler yapmayı keşfediyoruz, çok daha sonra ortaya çıkan semboller ve dil sayesinde artık daha hızlı bir şekilde aktarabildiğimiz düşüncelerimiz ile artarak karmaşıklaşan yeni nesneler üretiyoruz. Bugün kullandığımız akıllı telefonlardan yaşadığımız binalara giydiğimiz kıyafetlerden konuştuğumuz dile kadar her şey düşüncelerin dışarı aktarılmasının bir sonucu ve bunların izini ilk atalarımızın hayallerine ve Aşölyen el baltalarına kadar sürebiliriz.

Yerleştirme Tasarımı:
PATTU, Cem Kozar, Işıl Ünal
Ekip:
Mete Cem Arabacı, Canset Er
Proje Fotoğrafı:
Sahir Uğur Eren